ANA SAYFA | FAVORİLERİME EKLE | İLETİŞİM YENİ DOKTOR KAYIT  |  HASTANE KAYIT  MEDİKAL FİRMA KAYIT
 
Şifremi Unuttum    Yeni Üye Kayıt
 
Doktorlar | İsme Hasta Soruları | Cevaplı Havuz Soruları | Hastalıklar A-Z | Hazır Soru Cevaplar | Laboratuar Testleri | Tedaviler | Teşhis Koy | Reklam Ver
Sağlık Videoları  | İlaç Rehberi | Tıp Sözlüğü | Hastaneler | Medikal Firmalar
 
 
 
 
MEDİKAL FORMÜLLER
Hamile kalma zamanı, doğum zamanı Hesaplama
Koroner Kalp Hastalığı Risk Hesaplaması
Child-Pugh Skorlaması
Vücut kitle indeksi, Vücut yüzey alanı
 
DUYURULAR
 Sayın üyeler aldığınız cevaba ek soru sormak istediğinizde ne yapmalısınız...
 
 
 
 
 
 

A B C D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V X W Y Z

Tüm Bölümler » Kulak- Burun- Boğaz »

Bahar Hastalıkları

Ve   Veya  Aynen   
 

    Editör : Op.Dr. Tamer HALİLOĞLU

Güncellenme :  30.3.2012
 

Bu Doktor Soru Kabul Etmektedir.

Tümüne Gözat
 

Bahar Hastalıkları

Kış aylarının yavaş yavaş ilerlemesi ile havaların ısınması üst solunum yollarında görülen hastalıkların artmasına neden olur. Baharla birlikte yaz aylarının yaklaşmasıyla havadaki alıştığımız ısı nem miktarları değişir. Özellikle sıcaklıkların artması henüz değiştiremediğimiz giysiler nedeniyle terlememize ve bununla beraber ısı kaybetmemize yol açar. Ya da tam tersi olarak havalara aldanıp hafif giysiler ile dolaşmak aynı şekilde üşütmemize yol açar. Havadaki ısı, nem ve kirlilik bu gibi hastalıkların oluşmasında önemli rol oynar. Baharla birlikte havadaki kirlilik azalsa da yerini alerjik reaksiyonlar oluşturan polenlere bırakır. İdeal çevre şartları; örneğin %45 nem, çok fazla değişiklik göstermeyen hava sıcaklığı ve temiz hava hastalıklara karşı olan direnci artırır. Yaygın ve genel kanı soğuğun üst solunum yolları enfeksiyonlara yol açtığı şeklindedir. Ancak yapılan deneysel çalışmalarda böyle bir etki gösterilmemiştir. Soğuk iki yolla rol oynayabilir. Birincisi,hastalıklara karşı direnci azaltır, ikincisi ise burun içerisindeki gibi üst solunum yollarını kaplayan dokularda refleks olarak kasılmaya(vazokonstrüksiyon) neden olur. Bu da özellikle sinüs boşluklarının burun içerisinde açılan deliklerin daralmasını sağlar. Soluduğumuz havadaki ideal nem miktarı %45 dolaylarında olmalıdır. Özellikle kış aylarında ısıtılan ortamlarda havadaki nem miktarı %15’lere kadar düşer. Fakat havaların dışarıda ısı olarak biraz artması ve nem miktarının iç ortamlara göre yüksek olması ortam değiştirildiğinde etkili olur. Bu burun içerisindeki dokulardaki suyu çekerek kurumasına ve hastalığa neden olan etmenlerin daha kolay üremelerini sağlar. Tam tersi olarak nem miktarının artması ise burun içerisindeki dokularda buharlaşmaya engel olarak dokularda şişmeye ve burun tıkanıklığına neden olur. Bahar aylarında havdaki nem miktarı artar. Güzel gibi görünen bir havada aldatıcı olarakhafif bir rüzgar soğuğu daha fazla hissetmemize neden olur. Bütün bunlar üst solunum yollarında ki hastalıkları kolaylaştıran faktörlerdir. Korunmak için özellikle bahar aylarında havaların ısınmasıyla beraber havaların güzelleşmesine aldanmayıp giysilerimize dikkat etmeliyiz. Bizi sıcak tutacak ancak terletmeyecek giysileri tercih etmeliyiz. Eğer havanın dışarıda sıçak olduğu zannedip hafif giysiler ile çıkarsak üşütebiliriz bu da vucut direncimizin düşmesine ve hastalanmamıza yok açar. Ya da tamtersi kalın giyinip çıkarsak u sefer terleriz ve bu da ısı kaybetmemize neden olarak hastanmaya zemin hazırlar. Bu aylarda bol miktarda sıvı tüketmeliyiz ve C vitamini içeren meyveler ya da meyve sulaırını tercıh etmeliyiz. Kola kahve gibi kafein ihtiva eden içeceklerden uzak durmalıyız. Sigara özellikle çok tehlikeli, sigara dumanı bizim üstsolunum yollarımızdaki mukozolarda bulunun kendi kendine ytemizleme mekanizmasını bozduğundan hastalıkalrın yerleşmesine uygun bi r ortam hazırlar. Hastalanırsakta iyileşme süremizi uzatır. Özellikle yoğun ve çok sayıda insanın çalıştı ortamlarda havalandırma çok önemlidir. Yukarıda bahsettiimiz hava şartlarını elde edilmesi gerekir. Kirli ve tozlu otamlar bulaşma ihtimalini güçlendirir, bir kişi hastalanırsa diğerlerine böyle ortamlarda damalcık enfeksiyonu ile kolayca bulaştırabilir.                                                                                                                                                              Baharla birlikte en sık olarak karşımıza çıkan hastalıklar başlıca şunlardır:

SIK  ÜSYE VE NEZLE SİNÜZİT,
Sinüsler burun etrafındaki kemikler (etmoid ve sfenoid), üst çene kemikleri (maksiller) ve alın kemiği (frontal) içinde bulunan hava dolu boşluklardır. Bu boşluklar, genellikle burun içine açıldıkları kanallarındaki tıkanıklıklar nedeniyle iltihaplandığında ortaya çıkan enfeksiyona sinüzit adı verilir. Sinüzitin akut ve kronik (müzmin) olmak üzere iki tipi vardır.                                                                                                                                            Sinüzitin belirti ve bulguları nelerdir ?                                                                       Soğuk algınlıklarını ve nezleyi hemen takiben ortaya çıkan akut sinüzit, farklı yaş gruplarında farklı belirtiler verebilir. Erişkinlerde ve büyük çocuklarda burun tıkanıklığı; sarı, yeşil veya kanlı burun akıntısı; gözlerin etrafında ağrı; diş ağrısı ile karışabilen yanak ağrısı; yüzde basınç hissi; öne eğilmekle artan yüz veya baş ağrısı, kötü ağız kokusu belirtileri bulunabilir. Bazen de kuru öksürük, hafif ateş veya mide rahatsızlığı şikayetleri görülebilir. Küçük çocuklarda da yukardaki şikayetler bulunabilir, ancak genellikle bu şikayetlerini iyi ifade edemezler. Hastalık, yüksek ateş ve iltihaplı burun akıntısı nedeniyle her zamankinden biraz daha şiddetli ve 10 günü geçen bir “soğuk algınlığı” zannedilebilir. Kkronik sinüzitte, belirtilerin süresi üç aydan uzundur. Koyu burun akıntısı, geniz akıntısı, burun tıkanıklığı, koku alamama, özellikle geceleri artan öksürük belirtileri görülebilir.                                                                                                                                                                             Doktora ne zaman başvurmak gerekir ?                                                                Sinüzit belirtileri bazen soğuk algınlığı ve allerji ile karıştırılabilir. Eğer sinüzitiniz olduğunu düşünüyorsanız aşağıdaki belirtileri gözden geçirin; bu belirtilerden üç veya daha fazlası varsa doktorunuza başvurun.                                                                                                                                                                                                                                  Sinüzit önlenebilir mi ?                                                                                                   Günlük hayatınızdaki koşullarda bazı değişikler yaparak sinüzit riskini azaltabilirsiniz. Kış aylarında, özellikle kaloriferli evlerde iyice kuruyan havayı, solunum yolları için ideal olan %35-%50 nem oranına ulaşacak şekilde bir buhar makinesi ile nemlendirin. Soğuk algınlıkları sırasında bol su için, uçak seyahatinden ve sualtı dalışlardan kaçının, şikayetler uzun sürdüğünde doktorunuza başvurun. Allerjiniz varsa allerji önlemlerine ve tedavisine her zaman özen gösterin.                                                                                                                                                                                                                                           Sinüzit nasıl teşhis edilir ? Akut sinüzit genellikle doktorun belirtileri ve muayene bulgularını değerlendirmesi sonucunda teşhis edilir; bazen bir röntgen filmi gerekebilir. Kronik sinüzit teşhisi ise daha zordur ve burunun endoskop adı verilen optik aletlerle muayenesinden sonra sinüslerin bilgisayarlı tomografi incelemesi gerekebilir.                                                                                                                                                        Sinüzit nasıl tedavi edilir ?                                                                                          Akut sinüzit, genellikle kullanma süresi 10 gün olan ve ağızdan alınan antibiyotikler, dekonjestan ilaçlar ve burun spreyleri ile tedavi edilir. İspatlanmış allerjisi olan kişilerde antihistaminik türü ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Kronik sinüzitte daha uzun süreli ilaç tedavisi uygulanır. İlaç tedavilerinden yarar görmeyen hastalarda ameliyatla tedavi gerekir. Günümüzde sinüzit ameliyatlarının çoğunluğu, dışarıdan görünür  bir kesi yapılmaksızın, burun deliği içinden endoskopik yöntemle yapılmaktadır.                                                                                                                                                                                   Çocuklarda sinüzit farklı mıdır ?  Çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları erişkinlerden daha sık görüldüğü ve sinüzit belirtileri daha silik seyrettiği için teşhis de daha zordur. Çocuklarda aşağıdaki belirtilerin varlığı sinüziti düşündürmeli ve doktor muayenesi yapılmalıdır :
Soğuk algınlığının 10-14 günden uzun sürmesi
Koyu ve sarı-yeşil renkte burun akıntısı
Boğaz ağrısı, öksürük, kötü ağız kokusu, bulantı, kusma yaratan geniz akıntısı
Uzun süreli başağrısı
Huzursuzluk veya halsizlik
Göz çevresinde şişlik

TONSİLLİT, ADENOTONSİLLİT,
  Özellikle çocuklarda görülen bademcik iltahapaları erişkinlerde de aynı kl,inik bulgular ile belki de daha ağır ve yıprtıcı olarak seyredebilir. Yüksek ateş, boğaz ağrısı, kısıklık, eklemlerde yoğun ağrı, ,steksizlik, devamlı yatma isteği ve iş gücü kaybıla kendini belli eder. Boğazda bademcikler üzerinde gözle de görülemlen yaygın üstü beyaz sarı bi membranla kaplı görünüm oluşur. <<Hasla kırıklı ve ekelm ağrısından hiçbir şey yapamaz hale gelir. En sık ekeni -Grubu Beta hemolitik streptokok denilen , bakteri türü mikroplardır. Erişkinlerde ayrıca yapılan çalışmaarda hemafilus influenza denilen bir bakteride sık aolarak hastalığa neden olur. Çocuklarda bademcik iltahapları: Çocuklarda en sık ve komplikasyonlara yol açan A-Grubu Beta hemolitik streptokok denilen , bakteri türü mikroplardır. Özellikle kış aylarında kapalı ortamlarda birarada bulunan insanlarda boğaz iltihaplanmalarına, yani farenjite neden olurlar. Streptokoklar, solunum yollarından havayla çıkan damlacıkların insandan insana geçmesiyle bulaşırlar. En sık 5-15 yaş arasındaki çocuklarda hastalık yaparlar. Hastalığın belirti ve bulguları nelerdir ? Boğaz ağrısı ve ateşi olan çocukların yaklaşık %10′unda A-Grubu Beta hemolitik streptokok iltihabı vardır. Boğazın (farenks) ve bademciklerin (tonsiller) iltihaplanması olan farenjit ve tonsillit nedeniyle çocuğun yutkunması ve beslenmesi güçleşir, kötü ağız kokusu olur. Streptokok farenjiti olan çocuğun ateşi genellikle 38°C’den yüksektir; titremeler, vücutta ağrılar ve iştahsızlık olur. Birlikte karın ağrısı, bulantı ve kusma gibi karın belirtileri de bulunabilir. Bakıldığında bademcikler ve boğazda kızarıklık, küçük dilde şişlik ve bademcikler üzerinde beyaz lekelenmeler görülür. Alt çene kemiğinin köşesinde ve boyunda lenf bezleri şişmiş olabilir. Bazen streptokok iltihaplarında, mikropların salgıladığı toksinler deride yaygın kızarık biş döküntüye neden olur. Bu durumda hastalığın adı “kızıl”dır ve genellikle boğaz iltihabının 2.gününden 6.gününe kadar sürer. Tedavi edilmeyen veya yetersiz tedavi edilmiş streptokok iltihapları, nadiren ateşli romatizma adı verilen ve kalp romatizması ile eklem iltihaplarına neden olabilen bir hastalığa da yol açabilirler. A Grubu Beta hemolitik streptokok iltihaplarının bir diğer nadir komplikasyonu da, hastalığın başlangıcından 2-3 hafta sonra ortaya çıkabilen böbrek iltihabıdır. Streptokoklar ayrıca sinüzite, orta kulak iltihabına, zatürreye ve deri iltihaplarına da neden olabilirler.                                                                                                                                                            Beta bulaşıcı mıdır ve önlenebilir mi ? Hastalık sırasında beta mikrobu bulaşıcıdır          Bazı çocuklar streptokok mikrobunun taşıyıcısı olabilirler. Boğaz kültürlerinde beta üremesine rağmen kendilerinde hiçbir hastalık belirtisi bulunmayan okul çağındaki taşıyıcı çocukların oranı %5-15′dir. Taşıyıcılığın tedavisi için doktorunuzla görüşmeniz gerekir. Streptokoklara bağlı boğaz iltihaplarını önlemenin kesin bir yöntemi yoktur. En güvenli yol, evde boğaz iltihabı olan bir kişi varsa, bu kişiyle çok yakın temasta bulunmamak ve genel hijyen kurallarına dikkat etmektir.                                                                                                                                                                                                                              Beta nasıl tedavi edilir ? Çocuğunuzun boğazında A Grubu Beta hemolitik streptokok iltihabından şüphelendiğinde, doktorunuz boğaz kültürü yapılmasını isteyecektir. Eğer boğaz kültüründe üreme olursa bu inceleme mikrobun türünü tayin edecek ve hangi antibiyotiklerin tercih edilebileceğini bildirecektir. Çocuğunuzda A Grubu Beta hemolitik streptokok iltihabı olduğu kesinleşirse, ağızdan ya da enjeksiyon şeklinde verilebilen bir antibiyotik ile tedavi edilmesi gerekecektir.                                                                                                                                                                                                                                                Tedavi süresi 10 gündür. Beta kaç günde iyileşir ? A Grubu Beta hemolitik streptokok iltihaplarının inkubasyon dönemi (bulaşma ile hastalık oluşma arasında geçen süre) genellikle 7-10 gündür. Boğaz iltihaplarında ateş genellikle 5 gün içinde düşer, bunu takiben boğaz şikayetleri de azalır. Antibiyotik tedavisi genellikle 10 günde tamamlanır. Eğer belirtiler düzelmişse ve ateş yoksa, antibiyotik tedavisinin başlanmasını takibeden 48. saatten sonra çocuğunuz okula gidebilir. İlk 48 saatte bulaşıcılık devam eder ve okuldaki başka çocukların da hastalanması için risk oluşturur. Şikayetler kısa sürede kaybolsa bile, ilaçlar doktorunuz tarafından önerilen süre ve dozda kullanılmaya devam edilmelidir. Evde ne yapabilirim ? Eğer çocuğunuz boğaz ağrısı nedeniyle yemekte güçlük çekiyorsa yumuşak veya sıvı gıdaları tercih edin. Çocuğunuzun bol sıvı almasını (su, meyve suları vb) ve istirihat etmesini sağlayın. Oda havasının nemlendirilmesi, çocuğunuzun boğaz şikayetlerini azaltacaktır. Eğer boyunda ağrılı lenf bezi şişlikleri varsa, boyuna nemli ve ılık bir havlu koymak onu rahatlatabilir. İlaçları doktorunuzun önerdiği süre ve dozda kullanmaya özen gösterin. Bu, ateşli romatizma ve bademcikler etrafında abse gelişmesi gibi komplikasyonların önlenmesi için mutlak gereklidir. Doktora ne zaman başvurmak gerekir ? Çocuğunuzun boğazında streptokok iltihabının belirtileri varsa, özellikle de evde veya okulda başka birisinin yakın zamanda streptokok iltihabı geçirdiğini biliyorsanız doktorunuza başvurun. Eğer çocuğunuz streptokok iltihabı için tedavi altındayken şu belirtilerden birini görürseniz yine doktorunuza başvurun: ateşin düştükten birkaç gün sonra tekrar yükselmeye başlaması, deri döküntüsü, kulak ağrısı, koyu veya kanlı burun akıntısı, öksürük ve balgam çıkartma, göğüs ağrısı, solunum güçlüğü ve aşırı halsizlik, havale geçirme, eklemlerde şişlik ve ağrılı kızarıklık, bulantı ve kusma.
Boyundaki lenf bezlerinde büyüme,
Bu bademciklerin iltahaplanması ile birlikte mikropların bademcik barajını atlayıp boyundaki lenf bezlerini tutması ile kendini gösteren bir hastalıktır. Çeşitli lenf bezlerini tutan hastalıklar ile karışır. Akut enfeksiyonun araştırılması ve antibiotik verilmesi ile kendiliğinden inerler. Bu durumlarda bademcik ameliaytını düşünmek gerekebilir.

ORTAKULAK İLTAHAPLARI,
Çocuklarda dahasık görülmek üzre üstsolunum yoları enfeksiyonları ile birlikte erişkinlerdede ortakulak iltahapları görülür. Bomleleşmiş kanamalı bi r kulak zarı mevcuttur. Beraberinde kanama görülebilir. Çok ağrılıdır. Zardaki ödeme bağlı olarak hafif işitme kaybı ve çınlamada görülür. Erişkinlerde sık olarak akut orta kulak iltahabı görülür. Tedavisinde antibiotikler, ağrı kesiciler, kulak damları kullanmak gerekir. Çocuklar da ise % 75 ila 95 i 3 yaşına kadar orta kulak iltihabı geçirir. En sık olarak ta 6 ay ile 6 yaş arasında görülür. Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir araştırmada 10 yaşından küçük çocuklara verilen antibiyotiklerin % 42 si ( hemen hemen yarısına yakını) orta kulak iltihabı içindir Öncelikle orta kulak iltahablarını çocuklarda kabaca ikiye  ayırmak gerekir.
Akut orta kulak iltihabı: Kapalı bir kulak zarında orta kulak boşluğu mikroplar açısından sterildir( yani temizdir). Mikroplar çocuk üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunda kulağın genize açılan tüpleri( Tuba Östaki) vasıtasıyla gelir ve burada iltihaba yol açar.
Orta kulakta sıvı birikimi ile karakterize(efüzyonlu otit) orta kulak iltihabı: Bunda zaman zaman mikrobik enfeksiyon görülebilir ancak genelde sadece orta kulakta koyu yapışkan zamk gibi bir sıvı mevcuttur. Tek şikayet işitme kaybıdır.
Çocuklarda bu iki hastalık hemen daima birbirini takip eder. Önce akut otik gelişir. Geniz etinde ve bademciklerdeki buyumeye bağlı olarak drene olamayan ortakulakta zamanla effüzyonlu otit gelişir. Bu durum uzun sürerse( 3 aydan fazla) kulağa tüp takmak gerekir. 
 
ENFEKSİYONUN AŞAĞIYA İNMESİ İLE ATİPİK ÖKSÜRÜK İLE BERABER ZAATÜRRE,

LARENJİT( SES TELLERİ İLTAHABI),
BRONŞİT
  Ayrıca baharla birlikte alerjik bünyeli kişilerde allerjik rinite bağlı şikayetler artar. Bu devamlı akan bir burun, hapşırık, burun tıkanıklığına neden olur. Burun içerisinde böyle bir zeminde mikropların kolay üremesine ve üst solunum yolları enfeksiyonlarına yol açar.




Tümüne Gözat

Bu Hastalık 3216 kez okunmuştur.
+1 e tıklayarak Gmail de dostlarınıza bu yazıyı tek tıkla gönderebilirsiniz
 
 
 

Bu Sayfayı Arkadaşına Gönder Oda Okusun..    
Adın Soyadın :
   
Arkadaşının Adı Soyadı :
Mail Adresi :
 

 
 
 
 
 
Anasayfa  |   Hastalıklar  |   Üye Doktorlar  |   Hasta Soruları  |   İlaç Rehberi  |   Tıp Sözlüğü  |   Konsültasyonlar  |   Sağlık Haberleri  |   Medikal Hesaplar  |   Güncel Tedaviler  |   Kategorize Hazır Soru-Cevaplar  |   Tanısal Algoritma  |   Reklam  |   İletişim | 

Sponsor Linkler:   
Copyright © Telif hakkı © 2007-2017 Saglikdanis.com
Yasal uyarı: Bu sitede yayınlanan resim, yazı ve diğer uygulamaların her hakkı Akcan Sağlık Hizmetleri. Ltd. Şti. 'ye aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Bu site kişileri sağlık alanında bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler tanı ve tedavi amaçlı kullanıldığında sorumluluk tamamen kullanıcıya aittir. Siteye girmekle bu şartları okumuş, anlamış ve kabul etmiş sayılırsınız. İçeriği izinsiz kullanmak yasaktır